24 Ocak 2013 Perşembe

Tahtında Ölen Son Padişaha Veda


    




       Beşinci Mehmed Reşad Osmanlı İmparatorluğu’nun tahtına oturan 35. Padişahtı. II. Abdülhamid tahtan indirildikten sonra ağabeyinin yerine  geçtiğinde 65 yaşındaydı. İmparatorluğun en sıkıntılı  dokuz yılında tahtta kaldı. İttihat ve Terakki’nin güçlü iktidarının her dediğini yaptığı, önüne ne gelirse imzaladığı için halk arasında adı ‘’Dolmabahçe noteri’’ne çıksa da halk Sultan Reşad devrinin ilk yıllarında yaşadığı bolluğu ve özgürlüğü hep hayırla ve özleyerek hatırlayacaktı. Balkan savaşları ve 1. Dünya Savaşı’nın yok olma sürecini hızlandırdığı yaşlı imparatorluğun ihtiyar padişahı 1918’e gelindiğinde çökmüştü. Tahttan indirildikten sonra uzun yıllar göz hapsinde tutulduğu Beylerbeyi Sarayı’na ölen ağabeyi II. Abdülhamid’in 10 Şubat 1918’de vefatı onu daha da sarsmıştı.

      Ağabeyinden sonra 4 ay 21 gün daha yaşayan Sultan Reşad, 3 Temmuz 1918 Çarşamba günü vefat etti. Naaşı Topkapı Sarayı’na getirildi. Hırka-i Saadet dairesi önünde son görevleri yerine getirildikten sonra Kabe örtüsüne sarılı tabutu askerlerin omzunda saraydan çıkartıldı. Ağabeyi II. Abdülhamid’in cenazesinde, tahttan uzak olmasına rağmen dirayetli bir idareci olduğunu anlamış olan İstanbullular ‘’Bizi bırakıp nereye gidiyorsun?’’  diye arkasından ağlamışlardı. Sultan Reşad’ın cenazesi de en az ağabeyininki kadar gösterişli olsa da İstanbullular cenaze alayına ancak sarayın dış kapısı olan Bab-ı Humayun’dan çıktıktan sonra katılabildi.

       III. Ahmed Çeşmesi’nin bulunduğu meydanda biriken kalabalık; tabutu takip eden veliaht, diğer şehzadeler devlet erkanı; padişahın sağlığında en yakını olan yaverleri, ordu kumandanları ilerlemekteydiler. Beyaz ceketli üniformaları, tuğlu beyaz kalpakları ve sırma kordonlarıyla kalabalığın önünde ilerleyen yaverler hüzünlü manzaraya ayrı bir ihtişam katıyorlardı. Onların hemen önünde ise Enderun görevlilerinden ikisi içinde öd ve sandal ağacı yakılan som altından iki buhur taşıyordu. İstanbul’daki pek çok tekkenin şeyhi de cenaze alayında hazır bulunmuştu. Alemdar Caddesi’nden geçen cenaze alayı Saadeddin Paşa’nın konağının, Hamidiye sebilinin, Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi’nin ve Alayköşkü’nün önünden geçerek Sirkeci’ye doğru ağır ağır ilerledi. Cenaze merasiminden dolayı caddede tramvay seferleri iptal edilmişi otomobil trafiği yasaklanmıştı. Sirkeci’de hazır bekleyen bir istimbota yerleştirilen tabut rıhtımdan ayrılarak Eyüpsultan’a hareket etti.


     Yaşlı padişah henüz hayattayken saray başmimarı Kemaleddin Bey’e zarif bir türbe inşa ettirmişti. Uzun yolculuktan sonra cenazesi ebedi istirahatgahına bırakıldı. Yaşlı padişah henüz defnedilmeden, 4 Temmuz günü tahta geçen 58 yaşındaki Mehmed Vahideddin’in o korkunç günlerde tahta geçişinin nasıl bir talihsizlik olduğunu özetlercesine söylediği rivayet edilen ‘’ Tahta değil kubura oturduk!’’ sözleri ibret alınacak bir cümledir. Sultan Mehmed Reşad ise tahtında ve memleketinde vefat ederek İstanbul’a gömülen son Osmanlı padişahı oldu.


Yazanà Ayşe Nur KARA

Kaynakà NTV Tarih Temmuz 2012 syf:60-61    
                                                                                                               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder