29 Mart 2013 Cuma

İlginç Bir Hükümdar Çifti




      Bundan tam 200 yıl önce, 15 Aralık 1809’da, imparatoriçe Josephine ünlü imparator Napoleon’un verdiği boşanma senedini imzaladı, daha doğrusu imzalatıldı. Güya falcılar kendisine çok daha önce “Kraliçe olacaksın, taç giyeceksin fakat bedbaht ve hüsran içinde öleceksin” demişlerdi. İhtilal sırasında Barras’ın metresiydi. Bu Fransa’da yarı resmi bir unvandır.

İhtilalin genç liderlerinden general Bonaparte -ki kendisinden 5-6 yaş küçük olduğu görülüyordu- ona âşık oldu, evlendiler. Fransız İhtilali’nin terör devri geçmişti. Yeni rejimin Avrupa’da tutunması savaşla ve bu genç general gibilerinin dehasıyla mümkündü.

Napoleon karısını her zaman sevdi, Josephine de onu. Bu çift Avrupa saraylarına yeni bir düzeni getirdiler. 1805’te imparator olarak İtalya’dan davet edilen Papa’nın elinden taç giydi ve Josephine’e tacını da kendi giydirdi. Josephine duldu, önceki evliliğinden bir kızı vardı: Hortense de Beauharnais. Bu kız bir müddet sonra Napoleon’un kardeşi Louis ile evlendi ve doğan çocukları ilerde Louis Bonaparte olarak önce Fransa’nın cumhurbaşkanı, sonra da III. Napoleon unvanı ile imparatoru oldu. Kendisini amcası ve aynı zamanda da üvey dedesi büyük Napoleon’dan ayırmak için dili uzunlar “Petit Napoleon- küçük” ünvanı ile anarlar.

Giysiler inceldi, banyoya küvet girdi

Karısını boşayan imparator, Avusturya Habsburglarından bir gelin aldı: İmparator I. Franz’ın kızı Marie Louise. Doğan çocuk mutsuz yaşadı. 1815 Viyana Kongresi’nden sonra Napoleon’un kurduğu Avrupa’yı yıkan antlaşma; İtalya’nın Toscanası’nı bu prensese veriyordu. Tabii ne İtalya hayatından memnundu, ne prenses ne de Avusturyalılar...

Josephine Malmasion’a taşındı; Napoleon ile ilişkilerini sürdürdüğü söylenir. İmparator Elbe adasında esarette iken orada öldü. Napoleon Waterloo Savaşı’ndan sonra 1821’de St. Helen de ölüp gömülmüş, günün birinde naaşı Fransa’ya getirilmiştir. Galiba bu muhteşem cenaze töreni aralık ortasında, onların boşandıkları tarihteydi.

Bu bir ilginç çiftti. Avrupa bir dul imparatoriçe tanıyordu. İhtilal sadece siyasi rejimi değil, kılık kıyafeti, ev mobilyasını dahi değiştirmişti. Napoleon ve Josephine ise “ampire” dediğimiz Roma imparatorluk modasını getirdiler. Kılık ve kıyafetler hayli hafifledi, çamaşırlar inceldi; asıl önemlisi banyo odalarına Roma tipi bir küvet kondu çünkü Josephine de Napoleon da bazen günde iki-üç kere yıkanıyorlardı. Fransız üst sınıfları için alışılmadık bir manzara...


İlber Ortaylı
(Milliyet, 13.12.2009)




26 Mart 2013 Salı

I. Dünya Savaşı Öncesi Hitler


         


     Adolf Hitler, I. Dünya Savaşı'na katılan kalabalıkta savaşın heyecanı içindeyken.. Daha henüz adını duyuramamış bir asker adayı..


18 Mart 2013 Pazartesi

Seferberlik Afişi




                                      Çanakkale Savaşı sırasında yayınlanan seferberlik afişi, 1915.


17 Mart 2013 Pazar

Takrir Örneği




Üst Kısım: Esir maddesiçün Nemçe devletine sonraki birliğin takrîr-i acizânemin sûretidir.

İşbu hıdmet-i celileye me’muriyetle gelirken Peşte şehrine vusûlumuzda Bosna ahalisinden ve yeniçeri zümresinden ellinci cemaatin yoldaşlarından Bosna sarayı içinde doğub büyüme Hamza oğlu İbrahim Paşa nam kimesne esna-yı seferde böğürdelen ağaları tarafından mektub ile Belgrad’a gönderilüb cevabıyla avdet iderken hilal-i râhda Nemçe asâkirine tesadüf idüb kayd-ı üsere giriftâr ve hala Sultat zümresine idhâl olunduğunu inhâ ve tenassur itmeyüb din-i İslam üzere idüğini etba’mızın cümleye ihyâ ve ibnâ itmesiyle ber-mucib şurût-i ahdnâme-i hümâyun esir-i mezbûr zabıtlarından taleb olundukda meyânede ba’zı cevab ve sual cereyânından sonra üsera maddesi Beç’de fasl olunmak üzere nizam ve kaidemizden olmağla bimenlihi teâla Beç’e vusûlunuzda ifâde ve tarafınıza virilmek şartıyla emaneten esir-i mezburu size teslim ideriz dimeleriyle şart-ı mezbûr ile emaneten esir-i mezbûr tarafımıza virilüb Beç’e vasıl oldukda devlet-i imparatoriyye tarafından ber-mucib ahdnâme-i hümâyun taleb olundukda muhalefet olunmayub yedimize teslim ve sebil-i tahliye olunduğu işbu takrîrimiz ile ifade ve beyân olunur.

Fi yevmi 21 Cemâziyelâhir 1206


Belgenin orjinal hali:






15 Mart 2013 Cuma

Tezkire Örneği



     Tezkire, kelime anlamıyla "zikredilen, zikri geçen" anlamına gelen tezkire, kişilerin biyografisini çeşitli yönleriyle subjektif veya objektif ele alan eserlerdir.Tezkireler ilk kez İran edebiyatında ortaya çıkmıştır.Bu eserler mensur yazılmakla birlikte içinde manzum kısımların yer aldığı tezkireler de vardır. Tezkireler bugünkü edebiyat tarihlerinin ve şiir antolojilerin yerini tutmaktadır.

Tezkire Örneği:


Atûfetlü efendim hazretleri;

Bi-lutfihi tealâ altmış beş senesi martı hulûl iderek sâye-i meâlivâye-yi cenâb-ı şehinşâhîde usûl-i müessese ve nizâmat-ı mukarreresi üzere mâliye hazine-i celîlesinin vâridat ve mesârifat-ı seneviyyesinin tanzim olunan müvazene defteri maliye nâzırı atûfetlü efendi hazretleri tarafından bâb-ı âliye gönderilerek meclis-i vâlâya virilmiş olmasıyla bi’l-mutalaa tevzih maddelerini mutazammın kaleme alınan mazbata iş bu şehr-i cumâde’l ûlânın yigirmi beşinci pencşenbe günü akd olunan meclis-i mahsûsda kırâat ve defter mezbûr müfredâtına dahi imrâr-ı nazar-ı dikkat olundukda mazbata-i mezkûrede beyan olunduğu vechle nâzır-ı müşarun ileyh hazretlerinin izâfe-i himmetiyle vâkıa pek güzel ve münakkah olarak terkim ve tanzim itdirilmiş ve mazbata-i mezkûre mütalaasından bi’l etraf ma’lum olacağı vechle mesârifât-ı muayyene ve gayr-i muayyene vâridât-ı mukayyededen ziyâde görünmüş ise de cümlesinin esbâb-ı icabiyyesi defter ve hülasada izâhen beyân olunmuş ve sâye-i füyûzâtvâye-i hazret-i şâhânede lillâhi’l hamd vâridât-ı saltanat-ı seniyye dahi sinîn-i sâbıkaya nazaran kesb-i tezayüd itmekde ve bu sene tenezzülü mülahaza olunan gümrük ve âşar rüsûmâtı dahi zann olunduğu mikdar noksan bulmayacağı me’mül olunmakda olmasına nazaran sene-i merkûme vâridât ve mesârifâtının defter-i mezkûrde münderic olduğu üzere tertîb ve tahsis ve muahharan meclis-i vâla âzalığına me’mur olan devletlü Yeğen Ahmed Paşa ve İzzet Paşa hazerâtının otuz beşer bin guruş maaş-ı mahsûslarından otuzar bin guruş açıkdan virilmesi cihetiyle buna bir karşılık bulunmak lâzım geleceğinden maaş tertîbâtına ilave olunmak üzere atâyâ-yı seniyye içün tertîb olunan on iki bin kiseden iki bin kisesinin tenkîsi sûretleri müzâkere ve tensîb olunmuş ise de ol bâbda her ne vechle irâde-i seniyye-i cenâb-ı şehinşâhî müteallik ve şeref-sudûr buyrulur ise ana göre icrâ-yı îcâbına ibtidâr olunacağı ve mezkûr mazbata ve defter hülâsasıyla beraber manzûr-ı âli buyrulmak içün takdim kılındığı beyânıyla tezkire-i senâverî terkîm olındı efendim.

Fî 28 Cemâziyelevvel sene 65

Yazının Orjinal Hali:





14 Mart 2013 Perşembe

Burası Lüksemburg Dükalığı değil




     Sultan Abdülhamid devrinden alacağımız miras ve dersler neler?
Türk çocuğu, etrafının sorumluluğunu taşıyan bir insan olmalı ki olmak zorundadır, yarın bir gün etrafımızda içtimai, iktisadi ve siyasi bir zelzele olduğu zaman seyirci kalmayalım.

      Kalamıyoruz zaten; bugün fakruzaruret içindeki Gürcistan bizden medet umuyor. Yangın içindeki Azerbaycan bizden medet umuyor. Asya'da bir şey olsa bize bakıyorlar. Balkanlar'da yangına uğrayan, bize bakıyor. Peki, biz buna "hayır" mı diyeceğiz? Diyemiyoruz. Onun için "Kabuğumuza çekiliriz" fikrini unutalım. Niye kabuğunuza çekilemezsiniz? Çünkü bir imparatorluğun bakiyesi üzerindesiniz. Burası Lüksemburg Dükalığı değil, birtakım sorumluluklarımız var; o sorumluluk gelip yakamıza yapışır. Oraya yardım etmek zorundasın. Niçin yerinde oturamazsın? Çünkü üzerinden daha 100 sene geçmemiş, biz oralardaydık. İşte onun için II.Abdülhamid devrine bakıyoruz. Mükemmel müesseselerimiz var. O müesseselerimiz tarihten geliyor ve o müesseseler o haliyle yaşamaya devam ediyor.

İlber Ortaylı
(Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı, Timaş Yayınları,
İstanbul, Ekim 2012, sf.32)


13 Mart 2013 Çarşamba

Bir Osmanlı çiçek satıcısı 19. yy




 
                                                         Bir Osmanlı çiçek satıcısı 19. yy

10 Mart 2013 Pazar

ABD tarihinde yabancı dilde yapılan tek anlaşma Türkçe




     ABD bayrağı taşıyan ilk geminin Cezayir açıklarında Osmanlı donanması tarafından ele geçirilmesinin üzerinden 225 sene geçti. Olayın belgesi, Yale Üniversitesi'nin hukuk fakültesi arşivinde ortaya çıktı. Türkçe kaleme alınan 22 maddelik anlaşma, ABD'nin iki asrı aşkın tarihinde yabancı dille imzalanan tek belge olma özelliği taşıyor.


     Yıl 1783... Avrupa standartlarına göre mütevazı da olsa yeni bir denizci devlet olan ABD, denizlerde tek başına bayrak gezdirmeye başlar. Daha 25 Temmuz 1785'te, bu yeni bayrağı taşıyan ilk gemi, Cezayir açıklarında Osmanlı gemileri tarafından ele geçirilir. Bu gemi, Boston Limanı'na bağlı, Kaptan Isaak Stevens'ın idaresindeki Maria'dır. Arkasından, Philadelphia Limanı'na bağlı, Kaptan O'Brien'ın Dauphin'i de aynı akıbete uğrar. 1793 Ekim ve Kasım aylarında 11 ABD gemisi daha Osmanlıların eline geçer... ABD Kongresi, 27 Mart 1794'te, Osmanlı denizcilerine karşı koyacak güçte savaş gemileri inşa edilmesi veya satın alınması için Başkan George Washington'a 700 bin altına yakın harcama yetkisi verir. Böylece ABD, Osmanlı tehdidi karşısında donanmasının temellerini atmış olur. 5 Eylül 1795'te ABD bu tehdide karşı bir anlaşma yapmayı kabul eder. Anlaşmaya göre ABD, Cezayir'deki esirlerin iadesi ve gerek Atlantik'te, gerekse Akdeniz'de ABD sancağı taşıyan hiçbir tekneye dokunulmaması karşılığında, 642 bin altın ve yılda 12 bin Osmanlı altını (216 bin dolar) ödemeyi kabul eder. Dili Türkçe olan ve 22 maddeden oluşan anlaşmaya, Başkan George Washington ve Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı imza koyar. Böylece ABD yıllık vergiye bağlanmış olur. Bu, ABD'nin iki asrı aşkın tarihinde, yabancı bir dille imzalanan tek anlaşma olduğu gibi, yabancı bir devlete vergi ödemeyi kabul eden tek Amerikan belgesidir.

      ABD'nin 225. yıldönümünde Yale Üniversitesi'nin arşivinde ortaya çıkan belgeye Başkan George Washington ve Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı imza koyar. Belgenin dili 'Original in Turkish' ifadesi ile baştan belirlenir. Tarihi belgenin ortaya koyduğu önemli bir husus da ABD Başkanı George Washington'ın, dönemin Sultanı Üçüncü Selim tarafından muhatap görülmemiş olması. Çünkü anlaşma Cezayir Beylerbeyi Hasan Dayı tarafından imzalanır. 22 maddelik anlaşmanın tamamı


Gravür





      1522 yılında yapılan ve yapılışından bir sene önceki Belgrad'ın Kanuni Sultan Süleyman tarafından fethini gösteren bir gravür.


7 Mart 2013 Perşembe

1927 Yılında 30 Ağustos İçin Çizilmiş Türkiye Haritası






     1927 yılında 30 Ağustos için çizilmiş Türkiye Siyasi Haritası. Harita o zamanlar harf inkılabı gerçekleşmediği için Arap alfabesiyle yazılmıştır. Ayrıca Hatay da topraklarımıza henüz dahil edilmediği için sınırlarımız dışındadır.


Fatih Sultan Mehmet'in not defteri






     Fetih 1453 filmi kadar Fatih Sultan Mehmet’in beyazperdeye yansıyan kişiliği de çok tartışıldı. Oysa Fatih’in gerçek kişiliğine dair en eski izler onun çocukluk defterindeki yazı ve çizimlerinde gizli.

     Topkapı Sarayı arşivinde bulunan çok eski ve bir çocuk tarafından kullanıldığı anlaşılan bir deftere uzun yıllar kimse ilgi göstermez.

     Sonunda 1940’lara doğru geleneksel Türk sanatları ve kültürüne büyük katkılarda bulunan Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in dikkatini çeker. Ünver kaynağı konusunda bir türlü emin olamadığı bu defteri uzun aralıklarla gözden geçirir.


     Defterin Fatih’in babası Sultan II. Murad Han dönemine ait olduğu kesindir.

     Yapıldığı kağıtlar da dönemin İtalya’dan getirilen kağıtlarıdır.


     Üstelik Hazine-i Humayun’a konacak kadar ve Sultan II. Abdülhamit’in emriyle saray mücellithanesinde ciltlenip bakımı yapılacak kadar da önem gösterilmiştir.

     Süheyl Ünver, 20 yıl emin olamadıktan sonra sonunda 1961 yılında bu defteri “Fatih’in Çocukluk Defteri” adlı bir çalışmasıyla ilan eder. Topkapı Sarayı arşivinde bulunan defter Fatih Sultan Mehmed’e dair bilinen en eski belgeleri de içermektedir.


     Peki Fatih’in Çocukluk Defterinde neler bulunuyor?


     Tamamlanmış veya eksik pek çok tuğra denemesi
– O dönemin eserlerinde rastlanan türden pek çiçek motifi
– At başları, baykuş, leylek, kartal çizimleri
– Kanat şeklinde desenler
– Fatih’in hocalarının ve o dönem etrafında gördüğü kimselerin karikatürleri
-Sarıklı yüz çizimleri, Hıristiyan portreleri
-Eski Türkçe alfabe
-Yunan alfabesi
-Farsça beyitler

Daha fazlası için --> www.milliyet.com.tr




6 Mart 2013 Çarşamba

Kanatlı Denizatı broşu iade edildi





     Karun hazinesinin en önemli parçası olarak kabul edilen ve Uşak Arkeoloji Müzesi'nde sahtesiyle değiştirilerek 2005 yılında çalınan denizatı broşu, Alman makamları tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Osman Murat Süslü'ye teslim edildi.

Daha fazlası için --> www.hürriyet.com.tr


5 Mart 2013 Salı

II. Abdülhamid'in köprü projesi




                II. Abdülhamid'in 1900 yılında İstanbul Boğazı’na yaptırmayı düşündüğü köprünün projesi


Titanic'in suya indirilme davetiyesi






Titanic'in suya indirilme davetiyesi - Invitation to the launch of the Titanic



2 Mart 2013 Cumartesi

'Time' Atatürk'ü ilk sıraya koydu



      Dünyanın en saygın dergisi olarak bilinen "Time", "90 kapak hikayesi ile modern tarih hakkında bilmeniz gereken her şey" başlığıyla derginin 90'ıncı yaşında seçtiği 90 kapak arasında Mustafa Kemal Atatürk'ü ilk sıraya koydu.

     "Daha sonra Atatürk ismini alan Subay Mustafa Kemal Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu babası olarak ortaya çıktı" ifadesini kullanan Amerikan dergisi, 24 Mart 1923 tarihli baskısından da şu alıntıya verdi: 

     "O, bugün Türkiye'yi özgürlüğüne kavuşturan insan. Yabancı güçlerin boyunduruğundaki halkını bu bataktan kurtardı. Onların özündeki niteliklerini fark etmelerini sağladı bağımsızlık düşüncesi aşıladı." 


Time dergisi, Atatürk'ü 21 Şubat 1927’de bir kez daha kapağına taşımıştı.



1 Mart 2013 Cuma

Osmanlı Çeşme ve Sebilleri




Çarşıkapı'daki Koca Sinan Paşa sebilinin 20. yüzyıl başlarındaki hali. (Sebil, Koca Sinan Paşa tarafından hassa mimarı Davut Ağa'ya 1594 yılında yaptırılmıştır)



Sultan 1. Ahmet tarafından mimarbaşı Mehmet Ağa'ya 1617 yılında yaptırılan Sultanahmet sebilinin 20. yüzyıl başında çekilen fotografı. (Ön planda Burmalı sütun görülüyor)




Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa tarafından 1567 yılında, Eyüp'te yaptırılan sebil



Saadettin Efendi tarafından 1741 yılında Karacaahmet mezarlığı yanında yaptırılan sebil ve çeşmeyi gösteren, Eugène Flandin tarafından yapılmış bir gravür.